Felsefeci ve düşünürlerin “İNSAN” tanımları arasında en dikkat çekenlerden biri de “İnsan bir gün öleceğini bilen tek hayvandır” tanımı son derece dikkat çekicidir. Bu tanım aynı zamanda ürkütücü ve rahatsız edicidir. Bize “son”umuzu hatırlatır. Doğum ve ölüm arasında geçen ve Doğa tarihi ile kıyasla “nispeten” kısa olan zaman diliminde, elde edilen maddi kazanımlardan çok, o kaçınılmaz olan “son”un ötesinde insanoğlunu neler yaptığı, insanlığın yaşam koşullarına ne gibi katkıları olduğu, bırakıp gittiği dünyaya ne gibi “eserler” bırakmış olduğu önemlidir.

 

İşte bu nedenle aramızdan ayrılışının 3. yılında Cemal Yıldırım’dan onu tanıma şansına sahip olmuşların “Cemal Hoca”larından bahsetmek, onu ve eserlerini daha henüz bilmeyen genç kuşaklara tanıtmak istedik.

 

1928 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde dünyaya gelmiş olan Cemal Yıldırım’ın bilime ve ülkemizde bilimsel düşüncenin yaygınlaşmasında emeği çok büyük. Hayat hikayesini genç kuşakların mutlaka bilmesi gerekiyor. Yanında çıraklık yaptığı ustasından hem okumayı hem de aritmediği öğrenen  fırsat buldukça yakındaki okula gidip pencereden dersleri dinleyen Cemal Yıldırım, eğitim hayatına köy enstitüsünde başlayıp Amerika Birleşik Devletleri’nde Indiana Üniversitesinde eğitim felsefesi ve bilim felsefesi alanlarında doktora yapmıştır.

 
?Evrim Kuramı ve Bağnazlık?, ?Bilimsel Düşünme Yöntemleri?, ?Mantık?, ?Bilim Tarihi? ve ?Bilim Felsefesi?adlı eserlerin sahibi gibi son derece önemli eserler bırakmış olan Cemal Yıldırım yaşamı boyunca bilimsel düşüncenin yaygınlaştırılması ve Aydınlanma hedefi için mücadele etmiş değerli bilim insanıdır. Yazdığı eserlerle birçok kuşağı bilimsel düşünceyle tanıştırmış, onların yüreğine ve beynine bilim ateşinin düşmesine aracı olmuştur.

 
3 yıl önce  aramızdan ayrılışıyla Türk Bilim Dünyası için çok büyük bir kayıp olmuştur.