Candy Chang New Orleans?da yaşayan bir sanatçıdır. Onun yaşamını baştan başa değiştiren şey ise çok sevdiği bir yakınını kaybetmesiyle ortaya çıkar. Acı kaybı üzerine gerçekte kendisi için neyin daha önemli olduğunu anlar ve değerini daha iyi kavrar. Ama bu düşünceyi günlük hayatın hızlı akışında akılda tutmak kolay olmadığı için bu düşüncesini hem kendisine hatırlatmak hem de komşularıyla paylaşmak için alışılmadık bir yola başvurur. Terkedilmiş bir evi koca bir yazı tahtasına çevirir ve şu sözleri tebeşirle komşularının tamamlaması için tahtaya yazar: ?Before I die, I want to________?(Ölmeden önce yapmak istediğim şey ?)

Ertesi gün ne mi olur?

Komşuları tahtada neredeyse boş yer bırakmamışlardır. İşte ideal ve duygularından bazıları:

–       Ölmeden önce para olmadan yaşayabilmek istiyorum.

–       Ölmeden önce dünyayı dolaşmak istiyorum.

–       Ölmeden önce bir ağaç yetiştirmek istiyorum,

–       Ölmeden önce ona son bir kez daha sarılabilmek istiyorum,

–       Ölmeden önce sadece kendim olmak istiyorum.

İlerleyen zamanlarda Candy?nin fikrinden etkilenip onu çevrelerine yaymak isteyen insanların ona ulaşmasıyla Candy ve meslektaşları yazı tahtalarının nasıl kurulacağı konusunda onları bilgilendirir. Bugün ise Candy?nin fikri Amerika?nin birçok eyaletinde hayata geçirilmiştir.

Bu, hergün yeni bir haberle çalkalanan ve yeniden şekillenen dünyamızda sadece küçücük bir hikayedir, fakat arkasında bir hayat dersi yatmaktadır. Hayatımızda en çok neye değer veriyoruz? Ve sadece bir günümüzün içinde bile ona ne kadar zaman ayırıyoruz? Yaşadığımız her an ölüme bir adım daha yaklaştığımızı bilince zamanın ne kadar değerli olduğunu ve kısıtlı zamanımızda seçimlerimizi daha iyi yapmamız gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Yaşamınızı doğru seçimlerle geçirmeniz dileğiyle?