NESNELERİN İNTERNETİ

İlk akıllı telefonunuzu hatırlar mısınız? Hani o internete şöyle böyle bağlanabildiğiniz, telefonunuzu mesaj atmak, telefona cevap vermek dışında, müzik dinlemek, maillerinize bakmak, yeni uygulamalar yüklemek gibi amaçlarla da kullanmanızı sağlamaya başlayan icat: Steve Jobs?ın sunduğu ilk iPhone. İlk dokunmatik ekranlarda yazılan, tutmaz denilip küçük görülen o telefon bugün 2 yaşındaki çocuğun elinde oyucak olup, yetişkin birinin ofisinin dışında taşıdığı bilgisayarı olmuş durumda.

Fakat şunun şurasında 10 sene bile olmadı ilk iPhone çıkalı? Ancak artık insanların elinden hiç düşürmediği telefonlar tek ?akıllı? cihaz olmayacak. Evinizdeki buz dolabından tutun, kullandığınız araba, evinizde harcadığınız elektriğe kadar her yer sizin için veri toplayıp karar vermenize yardımcı olacak şekilde programlanmış cihazlarla dolucak. Sadece telekomünikasyon endüstrisinden bahsetmiyoruz: internet, elektrik şebekeleri, sağlık sektörü, eğitim, taşımacılık…

Akıllı Şebekeler

Ev ve iş yerlerinde akıllı metreler sizin hangi saatlerde elektrik kullandığınızı takip edip, ona göre elektrik sistemlerini normal akışın dışında kapayabilirler. Böylece hem daha az elektrik faturası ödemiş olursunuz, hem de enerji tüketimini azaltarak küresel ısınmayı birazcık olsun yavaşlatmaya katkınız olur. Bu aynı zamanda daha az elektrik kesintileri anlamına da gelir. Bu teknolojiye akıllı ağ (smart grid) deniyor. Şu an ki gelişmelerle akıllı ağın enerji üretimi tek bir kaynağa bağlılık göstermemekte. Enerjinin kullanım şekli geçmişte elektrik şebekelerinden farklıdır.

Akıllı Binalar

Tıpkı akıllı şebekelerde olduğu gibi, sensörler yardımıyla ev ya da işyerinde herhangi birinin bulunup bulunmadığını, ona göre odalardaki enerji kullanımını minimuma indirip optimize eden, hırsızlığı etkili bir biçimde gözeten, yangın ve deprem durumunda insanlar için daha az tehlikeli duruma indirgeyecek sistemlere ilerleyen yıllarda daha çok rastlamamız muhtemeldir.

Sağlık Hizmetleri

Forbes?ın araştırmasına göre nesnelerin internetinin pazardaki değeri 2020 yılına kadar 117 milyar dolara ulaşması bekleniyor. İşte size kullanım alanlarından bir örnek: muayyen bir yaşa ermiş bir kişinin kalp ritimsizliği var. Göğüsüne bağlı bir cihaz, onun kalp ritmini dinlemekte. Ritmde bir bozukluk bulunduğu anda cihaz sensördeki sinyal anomalisini mikroişlemcisine aktarıyor, aktarılan bu bilgi ise internet üzerinden o kişinin aile yakını ya da hasta bakıcısına telefondan mesaj olarak yollanıyor.

Sürücüsüz Arabalar

Araba kazalarının çoğu insan zaafiyetlerinden meydana geliyor. Fakat şu son birkaç yılda arabalar artık kendi kendine park edebiliyor, fren mekanizmasını insan refleksinden daha hızlı bir şekilde devreye sokabiliyor, internete bağlanıp başka cihazlarla seri ya da kablosuz bir şekilde iletişime geçebiliyor. Pek yakın bir gelecekte artık sürücüler için de doğru adrese gitmesi şaşılacak bir durum olmayacak.

PEKİ AMA YA SONRA?

Bütün bu gelişmeler ise beraberinde insanların mahremiyetine büyük bir darbe indirmekte. Telefonlarınızdaki mesajlar, emailler, internette yaptığınız araştırmalar evinizden çok uzaklarda bir veri merkezinde sunucularda tutuluyor, kaybolmuyor. İnternete bağlanan her cihazın ise hacklenme ihtimali bulunmakta ve bilgileriniz ifşa edilebilmekte. Yeni teknolojiler ilk çıktıklarında her ne kadar heyecanla karşılansa da toplumun yaşam şeklini değiştirebiliyor, bazı iş sahalarını ortadan kaldırarak yenilerini yaratabiliyor. Gelecekte ise ülkelerden kimi bu teknolojilere ayak uydururken, diğerleriyle arasındaki teknoloji uçurumunu daha da arttıracak gibi gözüküyor.