Çocuklarımızın güvenliğini düşünürken sanırım biraz ileri gittik: İsveçli anneden sağlıklı çocuklar yetiştirme Sırları

“Kötü Hava diye Bir Şey Yoktur” Kitabının Kapağı

 

Linda Åkeson McGurk İsveç’in güneyinde büyümüş ve yıllar önce amerikalı eşiyle ABD’ye taşınmış. Amerikan toplumuna uyum sağlamakta hiç sıkıntı çekmemiş ta ki çocuk sahibi olana kadar. INDIANA eyaletinin kırsal bölgesinde yaşayan Linda çocuk büyütme konusunda amerikalılara ayak uydurmakta başarılı olamamış.

Bir İsveçli olarak friluftsliv konseptiyle yani “outdoor yaşam” prensibiyle büyümüş. Edindiği en önemli ilkede “kötü hava diye bir şey yoktur, sadece uygun olmayan kıyafet vardır” olmuş. Hergün açık havaya çıkıp temiz hava almadığı takdirde Linda’ya “heyheyler” geliyormuş.

Linda ABD’de çocukların doğayla çok az teması olmasına ve sürekli evde oturmalarından dolayı yaşadıkları sağlık sorunlarına çok şaşırmış.

Ülkesinde friluftsliv olarak adlandırılan bu “OUTDOOR” etkinliklere tutkuyla bağlı Linda, çocuklarınıda alıp 6 aylığına anavatanına dönmüş. Çocuklarıyla yaşadığı deneyimleri yazıya dökmüş ve sonunda ortaya bir kitap çıkmış.

İngilizce olarak İsveç’ten haberler veren The Local Se haber portalı kitabın yayınlanmasından önce Linda Åkeson McGurk ile bir röportaj yapmış. Küçük yaştaki çocuklarının eğitimi konusunda endişelenen her annenin okuması gerek bir röportaj ve kitap olduğunu düşünüyoruz.

 

 

Kitabınız bir günlükten çok bir manifesto şeklinde yazılmış. Bu kitap nasıl ortaya çıktı?

Uzun bir süredir Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşıyordum. İlk kızım dünyaya gelene kadar amerikan yaşam tarzına çok rahat uyum sağlamıştım ve kendimi amerikalı gibi hissediyordum. Ancak kızımın doğumuyla birlikte, çocuk yetiştirmenin ABD ve anavatanım İsveç’te çok farklı olduğunu gördüm. En önemli fark, çocukların Doğa ile ilişkisiydi.

Benim ülkemde her yaştan çocuklar doğayla içiçe, doğayla barışık olarak büyür. Oyunlar, atraksiyonlar, eğlenceler, hepsi outdoor, açıkhavada gerçekleşir. Bunun ABD’de böyle olmadığını fark ettim. Bir yandan da çocukların sağlıklı büyüyebilmeleri için doğa ile ilişkilerini anlatan bir sürü kitaba rastladım. Ancak hiçbiri bir annenin kaleminden çıkmamıştı. Uzmanlar/akademisyenler tarafından yazılmıştı. Bu konuda piyasada bir eksiklik olduğunu fark ettim. Bu kitabın yazmamın bu konudaki boşluğu dolduracağına inanıyorum.

Kitabınızı kimler okumalı?

Tabiki ebeveynler, ama onların yanı sıra küçük yaştaki çocuklarla çalışan eğitimcilerin okuması önemli bence.

Torunlarıyla vakit geçiren büyükanne, büyükbabalar da okuyabilir bence, hatta çocuk sahibi olmayı planlayan yetişkinler..

Açık hava faaliyetlerinin çocuklara en büyük faydası nedir size göre?

O kadar çok faydaları var ki, saymakla bitmaz. Doğada çocukların tüm yetenek/becerilerini artırabilecek herşey var. Fiziksel becerileri, motor gelişmeleri, güç, denge, kordinasyon, öğrenme becerileri.. Tüm bunlar sonradan akademik başarılarına bile büyük katkıda bulunuyorlar. Kendi oyunlarını icat ediyor, onlara kurallar koymayı öğreniyorlar. Karşılaştıkları sorunları doğal yoldan çözmeyi öğreniyorlar. Açık havada olmanın sağlığa da çok büyük faydası olduğunu gözlemledim. Doğada aktiviteler dikkat eksikliği semptomlarını azaltıyor, çocuklarda obezitenin önüne geçiyor. Dışarıda, açıkhavada zaman geçiren çocuklar daha az hasta oluyor. Bağışıklık sistemi güçleniyor. Bunun yanısıra stresi azaltıyor ve konsantrasyon becerilerini arttırıyor.

Çocukları güvenli ortamlarda bulunmasını sağlamak ne anlama geliyor?

Sanırım çocukları güvende tutma konusunda biraz fazla ileri gidildi, özelliklede ABD’de. Yaşadığımız toplumu burada olduğundan çok daha fazla tehlikeli görüyoruz. Çocuklarımızın başına kötü bir şey gelebilir diye sürekli korku içindeyiz. Gözümüz sürekli onların üzerinde. Problem bence şu: Çocuklarımız hiç risk alma fırsatı bulamadığından, risk yönetimini öğrenemiyorlar.

Bence insanlar risk ile tesadüf ya da görünmez kaza kavramlarını birbirine karıştırıyorlar. Tabiki çocukları her an herşeyin olabileceği tehlikeli ortamlara sokmak istemeyiz. Ama çocuklara risk yönetimini öğretebilirsek, bu onlar için çok faydalı olacaktır özelliklede yetişkin yaşlarda. Risk yönetimini yapabilen bir çocuk yetişkinlikte üstesinden gelemeyeceği tehlikeli durumlardan kendini sakınabilmeyi başarıyor.

 

Açık havada oyun oynama, vakit geçirme konusunda, ABD ile İsveç arasında en dikkat çekici fark nedir?

ABD’de özel mülkiyet kavramı çok gelişmiş. Yeşil alanların büyük çoğunluğu özel mülkiyet. Nereye giderseniz gidin karşınıza “özel mülkiyet, girilmez” yazısı çıkıyor. Çocuklarını öylece alıp her gördüğün yeşil alana giremiyorsun. İzin alman gerekiyor. Kamuya açık alanlarda bile çok fazla kural var çocukları kısıtlayan. İsveç’te bu kısıtlamaların çoğu yok. Ama bence en önemli fark zihinlerde. İsveç’te öğretmenlerden doktorlara, ebeveynlerden büyükanne ve büyükbabalara dışarıda oynamak, açıkhavada vakit geçirmek çocuk gelişiminin vazgeçilmezlerinden.

İsveçliler için, Doğayla içiçe yaşam çocukluk döneminin bir parçası olmak zorunda. Sağlıklı bir çocukluğun olmazsa olmazı.

 

Sizin bu yaklaşımınıza ABD’de ne gibi tepkiler aldınız?

Öyle sanıyorum ki yaşadığım Indiana Eyaleti’nde insanlar benim deli olduğumu düşündüler, belki hala düşünüyorlar. Daha çocuk sahibi değilken 2 köpeğimle birlikte outdoor aktiviteler, yürüyüşler yapıyordum. Sonraları aynı yürüyüşleri çocuklarımla yapmaya devam ettim. Özellikle kışın, insanlar arabalarını durdurup bana “sizi bir yerlere bırakmamızı ister misiniz?” diye soruyorlardı. Benim için üzülüyorlardı. Arabam olmadığını düşünüp, “zavallı kadın bu soğuk havada yollarda çocuklarıyla donacak..” şeklinde bakıyorlardı. Oysa ben sadece çocuklarımla beraber biraz temiz hava almak istiyordum.

Indiana Eyaleti’nde, yaşadığınız kasabada oldukça aktifsiniz. Covington kasabası Çocuk bahçesinin düzeltilmesine yardımcı oluyorsunuz. Çocukların doğa ile olan bağlantılarını güçlendirmek adına herkesin kendi yaşadığı yerde atması gereken ilk adımlar sizce nelerdir?

Sanırım ilk yapılması gereken kendi “kabileni” kurmak. Tek başına bu işlere kalkışmak çok zor. Bence ilk yapılması gereken kendin gibi düşünen insanları bir araya getirmek. Sonrası daha kolay. Son zamanlarda doğal yaşam aile grupları, doğa gezileri grupları oldukça popüler oldu buralarda. Bu geziler sayesinde aileler haftada bir ya da iki haftada bir, bir araya gelebiliyorlar. Çocuklar birlikte oynayıp iyi vakit geçiriyorlar. Bu sadece birinci aşama tabi. Sonrasında aktivizminizi kurumlara taşıyabilisiniz. Anaokullarına veya ilkokullara. Gönüllülük ilkesinden yola çıkarak istediğiniz etkiyi yaratma konusunda epey bir yol katedebilirsiniz. Kızlarım tüm izcilik faaliyetlerine katılıyorlar, bende kızlarımı ve diğer tüm izci kızları evimde misafir etme konusunda gönüllü oldum.

 

Linda Åkeson McGurk’ün yazdığı kitap dışında harika bir blogu var. Kamp yaparken çocuklarla oynanabilecek eğitim amaçlı bir sürü oyun öneriyor, Bir göz atmak istiyorsanız tıklayınız.

Linda Åkeson McGurk röportajının aslının görmek için:  The Local Se