Geçtiğimiz GDC 2011’de Sony, birçok geliştirici için çok heyecan verici bir haberin duyurusunu yaptı. Sony Playstation 3 ve Move’a artık kendi uygulamalarınızı geliştirebileceksiniz! Sony’nin blog sayfasından da göreceğiniz üzere 2011 Sonbahar’ında Sony Move.me adında bir yazılım geliştirme kiti yayınlayacak. Hatırlarsınız ki Microsoft XNA; Xbox360 ve WindowsPhone ve Zune’a uygulama geliştirme imkanı sunduğu için birçok geliştiricinin favori platformu olmuştu. Kısa süre içinde 500,000’den fazla kişinin indirdiği bir framework oldu. Sony bu konuda geri kalmıştı. Nitekim profesyonel oyun geliştiricileri bile PlayStation 3 konsolu için dökümanların yetersizliğinden ve kısıtlığından şikayetçiydi. Move.me, biraz olsun bu önyargıları kıracak gibi gözüküyor. Ben de yayınlanmasını sabırsızlıkla bekliyorum.

 

 

Oyun sektörü mobil oyunların hegemonyası altına girmeye başladı. 3 yıl önceki öngörüm doğru çıktı: (Belki Facebook oyunlarının başarısı öngörememiştim ama) iPhone oyunları oldukça popüler oldu ve önümüzdeki dönemde de popülerliğini arttırmaya devam edecek. Tabi bir sonraki dönem online özellikler destekleyen HTML5 iPhone oyunları olacak. HTML5’in piyasaya sürülmesiyle birlikte artık iPhone’unuzdan Facebook’a bağlanarak FarmVille benzeri oyunlar oynamanız mümkün olacak. Bu da yeni bir dönemin başlaması anlamına geliyor. Nitekim dev oyun stüdyoları bu fenomene de ayak uyduramazsa büyük zararlara uğrayacak gibi gözüküyor. Zaten Rovio ve Zynga gibi şirketler gerekli yatırımları şimdiden yapıyor. Zynga, 2010 yıllarının ortasında HTML5 uygulamaları geliştiren bir Alman stüdyosu Dextrose’u satın aldı.

 

 

Finlandiya stüdyolarının yükselişi

 

Elektronik dediğimiz zaman akıllara yalnızca Amerika veya Japonya gelir ancak Finlandiya ülkesi de bu konuda oldukça donanımlı. Nokia, bildiğiniz gibi bir Finlandiya markası ve telekomünikasyon dünyasının önemli devlerinden biri. Her ne kadar son dönemde akıllı cep telefonları furyasına ayak uyduramamış olsa da hala her yıl 40 milyondan fazla kişiye ulaşan bir kitlesi var. Finlandiya, zaten ülke olarak II. Dünya Savaşı’nda da iletişim teknolojileri konusunda çok önemli bir jeo-politik konuma sahipti. Bu özelliğini var olan serbest ekonomi piyasaları şartları içerisinde sürdürerek markalaşmayı sağladı ve yıllar içerisinde pazarda iyi bir yer edinmeyi başardı. Windows ve Macintosh haricinde üçüncü önemli işletim sistemi ise Linux. Açık kaynak kodlu Linux işletim sistemi de yine Finlandiyalı Linus Torvalds tarafından bitirme tezi olarak geliştirilmiş bir işletim sistemi. Oyun dünyasının önemli yapımlarından Max Payne ve Alan Wake’i geliştiren stüdyo da finlandiyalı bir şirket: Remedy. Remedy, middleware konusunda da oyun sektörünün önemli stüdyolarından biri. Son dönemde kült bir oyun halini alan Angry Birds de bir Finlandiya şirketine ait: Rovio. Rovio 2 yıl içerisinde Angry Birds’ten öyle bir gelir elde etti ki bugün Remedy’i satın alabilecek bir firma haline geldi. Doğru stratejilerle doğru platforma yatırım yapan Rovio, Apple’ın en önemli üçüncü parti geliştiricilerinden. Öyle ki el konsolları piyasasının Şah-ı Cihan Nintendo bile bu ivmeli yükseliş karşısında tedirgin. PSP’nin artık yavaş yavaş tarihe karıştığını söylememe gerek yok herhalde. Nitekim önümüzdeki dönemde konsol oyunlarını sıradan oyunlardan ayıran özellik hareket algılama teknolojileri olacak.

 

Finlandiya, HTML 5 konusunda da geri kalmıyor: Rocket Pack adlı Finlandiyalı stüdyo HTML 5 ve ağ teknolojilerini destekleyen bir oyun motoru geliştirmişti. Birkaç gün önce bu stüdyo Disney tarafından satın alındı. (http://tinyurl.com/69g8p3r) Henüz 6 aylık stüdyo 10 ile 20 milyon $ arasında bir fiyata satıldı.*.

 

 

Türkiye için prototip

 

İlk paragrafta geliştiricilerin kullanabileceği framework’ler olarak XNA ve Move.me’den söz ettim. Ancak Xbox, Playstation gibi platformlar, sermayesi olan dev bütçeli oyun stüdyolarına hitap eden konsollar. Oysa ki çağımız bilgi çağı. Sermayenizin olması artık önemli değil. Yapmanız gereken doğru platforma doğru stratejiyi yapmak. Kimse artık 60 $’lık oyunları satın almak istemiyor, 1$’a alabileceğiniz ürünler varken hele. Eğer Türkiye de bu sektörde daha fazla ilerlemek istiyorsa doğru platforma yatırım yapmasını bilmeli. Geçen sene Anadolu Üniversitesi’ndeki seminerim için hazırladığım yazıda temel birikim, teknoloji, inovasyon ve pazarlamanın öneminden söz etmiştim. (http://tinyurl.com/6g7gysk)Temel birikim, ülkemizde bu konuda artan kaynaklarla ve üniversitelerde sağlanan yazılım eğitimleriyle giderek artıyor. Teknoloji konusunda ise artık herkes UDK’ya (Unreal Development Kit) bedava erişim sağlayabiliyorsunuz. Eğer 3 boyutlu oyun geliştirecekseniz PC’ye değil UDK ile iPhone’a oyun geliştirin. Ön plana mı çıkmak istiyorsunuz? HTML 5 teknolojilerini kullanan çevrimiçi bir oyun geliştirin çünkü ileride insanlar tek bir web adresine girerek World of Warcraft (bugün 11 milyon kişinin her ay ortalama 15 dolar harcadığı oyun) gibi oyunları iPhone platformundan oynamak isteyecek. Gerekli alt-yapılar şimdiden sağlanıyor. İşe 1-0 önde başlamak size her zaman avantaj sağlar. Ben de Özyeğin üniversitesi’nde geliştirdiğim oyunu HTML 5’e ve iPhone’a uyarlardım: http://tinyurl.com/634faqu adresindenbasit sürümünü test edebilirsiniz. İleri dönemde biraz daha geliştirmeyi planlıyorum, şu an çok arkaik bir aşamada. Mağlum sebeplerden pek vakit bulduğum söylenemez bu aralar. Ancak deneyiminiz ve vaktiniz varsa yatırım yapacağınız alanın burası olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim (Yaratıcı emeğin metalaşması ve değer zincirinde 3. katman, Manuel Castells, Ağ Toplumunun Yükselişi, dördüncü bölüm). Bu da yine 5 ay önce Mobillife dergisinde söz ettiğim bir gelişmeydi.

 

Duello Games, iki kişi tarafından Türkiye’de kurulmuş bir stüdyo. Ekip, iSlash adlı oyunu iPhone’a geliştirerek 1 yıl içerisinde 400,000 $’a yakın ciro yaptı. Rakam hiç de fena değil?

 

Ülkemizde Free-2-play stratejisi başarılı oldu. Belki de bu sayede zaten Türk Telekom’un satın aldığı Sobee stüdyosu geliştirdiği yapımlarda başarılı oldu ve belki de bu yüzden diğer stüdyolar hep maddi sıkıntılar çekti ve kapanmak zorunda kaldı. Elbette ki ekiplerin deneyimleri ve yapımlarının içeriği de oyunların başarılarındaki önemli faktörler. Ancak ülkemizde gerekli teknik potansiyel olmasına rağmen yapılan yatırımlar başarısız oluyorsa bu yalnızca korsan sektörünün ülkemizde yaygın olmasına bağlanamaz (Aslında korsan sektörü Güney Koreliler için oyuncuya ulaşılan bir kanal işlevi de görüyor. Bedava olan bu oyunlar korsancılar tarafından oyunculara satılıyor ve yapımlar böylece yeraltı sektörü aracılığıyla geniş kitlelere ulaşma imkanı buluyor). Free-2-play haricinde küçük ekiplerle ve küçük bütçelerle bir yere yatırım yapmak istiyorsanız, o da artık HTML 5 ve jQuery ile desteklenen sosyal ağ oyunları olacaktır. Mutlu Binark ile Günseli Bayraktutan-Sütcü, Kültür endüstrisi ürünü olarak Dijital Oyun adlı çalışmalarında Türkiye’deki oyun sektörünün gelişimi için örnek bir model olarak Güney Kore’deki oyun sektörünü açıkladılar. Ben de öyleyse bu naçizane yazımda Finlandiya’daki stüdyoların örnek alınabileceğini belirtiyorum. Tüm gelişmeler bu tezimi de destekliyor zaten ( http://tinyurl.com/6zyup6u) Dolayısıyla Yoğurt Teknolojilerine buradan sesleniyorum. Yoğurtistan’ı daha geç olmadan HTML 5’e uyarlayın! Steve Jobs ne dedi – “Flash is dead!” – O kadar olmasa da HTML 5 daha fazla imkan sunuyor, yama olmadan Android, iOS, Linux, Windows…tüm işletim sistemlerine uyumlu.

 

*iPhone’a oyun geliştiren ng:moco, 400 milyon dolara satılmıştı – 2 yılda. Electronic Arts 2 yıllık Facebook/iPhone’a oyun geliştiren Playfish stüdyosunu 275 milyon dolara satın almıştı. FarmVille’in geliştiricisi Zynga ise 3 yıl içerisinde 5.5 milyar dolarlık bir şirket oldu. Yıllık cirosu 600 milyon dolar. 3 ay içerisinde 1000 kişi istihdam ettiler. Facebook 7 yıl içerisinde 50 milyar dolarlık bir şirket oldu. 1,600 kişi çalışıyor, yıllık cirosu 1 milyar dolar. İçinde yaşadığımız enformasyon çağında tekno-ekonomi paradigmasındaki büyüklüğü anlamanız açısından tüm bu rakamlar önemli

 

*Yazının 12 Mart’ta yayınlanmış orijinal haline http://my.opera.com/Rodney92/blog/gelistiriciler-i adresinden ulaşabilirsiniz. Bu yazı aynı başlıkla Mobillife’ın Mayıs sayısında da yayınlanmıştır.