Japonya üzerine iki atom bombası

6 Ağustos ve 9 Ağustos 1945’te Japonya’da olanları düşünmeden Nükleer Enerjiden bahsetmek pek mümkün değil. Birincisi zenginleştirilmiş Uranyum, ikincisi plutonyum içeren 2 bomba tamamı sivillerden oluşan 250000 kişinin ölümüne sebep oldu. İnsanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri, tüm dünya da demokrasinin savunucusu olduğunu iddia eden bir ülke tarafından hazırlanmış, planlanmış ve gerçekleştirilmişti.

Savaşta atom bombasının daha genel anlamda nükleer silahlar kullanılmaya başlanması artık yepyeni bir dönemin başlangıcını gösterdi 20. yüzyıl: İnsanoğlu nihayet bir tek düğmeye basarak yaşadığımız gezegeni yerle bir edecek gücü elinde bulunduruyordu. 20.yüzyılın belkide insanlık tarihinin en büyük buluşlarından biri sayesinde insanlığın 21. yüzyılı görememe ihtimali vardı!

Kimi tarihçiler o dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nin Japonlara karşı atom bombası kullanmaktan başka çaresi olmadığını, Japon çılgınlığına ve II. Dünya Savaşına son verebilmek için Hiroshima ve Nagazaki şehirlerine Atom bombası attığını bu 2 şehirde ölen sivillerin eğer savaş devam etseydi ölecek milyonlarca insanın yerine öldükleri düşüncesindeler.

Japonya’da her yıl gerçekleştirilen anma törenleri sadece bu 2 şehirde hayatını kaybetmiş olan Japon vatandaşlarını anmak için değil, hükümetlerin ve orduların, nükleer güce sahip olanların “düğmeye bastıklarında” insanlığı nasıl bir sonun beklediğini iyi düşünmeleri için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

21 Yüzyılda ortaya çıkabilecek bir Nükleer çatışmayı 20. yüzyıl kadar ucuz atlatamayabilir.