GEZİ PARKI YİNE YENİ YENİDEN

3 saat sürecek bir "huzur"

Bugün 8 Temmuz Pazartesi günü Gezi Parkında soluğu alanlar için son derece huzurlu, mutlu sakin bir öğleden sonra akşam üstü onları bekliyordu. ?Resmi? açılışından bir iki saat sonra ?eski? ve ?yeni? ?müdavimler? çoktan yerlerini almıştı parkta. Direniş dönemine göre ?ziyaretçi profili? biraz daha farklıydı tabi, en azından yaş ortalaması olarak ama fark sadece yaş ortalamasında değildi.

Daha değişik, belkide polisin gaz bombası kullanmaya kıyamayacağı, daha bir ?akıllı, uslu? bir kitleydi. Gerçi ?gotik? kız arkadaşının elinden tutmuş kolları dövmeli genç delikanlı, ve kuytu bir gölgede öpüşen sade giyimli ama her hallerinden ?bir tanıdığa? görünmek istemedikleri belli olan genç çift gözden kaçmamıştı ( sahi Valimiz açılış konuşmasında dikkat edilmesi gereken hususları söylemişti Gezi Park’ı ile ilgili, ?peki parkta öpüşebilecek miyiz?? sorusuna bir netlik kazandırmamıştı).

Haberciler iş başında

 

Herşey sakin görünüyordu. Basın mensupları fotoğraf çekiyorlardı. Canlı yayın yapan basın kuruluşları bile vardı. Muhabirin söylediklerini duyamasakta, 20 küsür gün önce kaostu, ahlaksızlık diz boyuydu bakın şimdi ne kadar sakin tam aile ortamı tarzında yorumlar yaptığını nasılsa tahmin edebiliyorduk.

 

The Marmara otelinin karşısındaki merdivenlerden Gezi Parkı’na girdiğinizde her ne kadar etraf biraz çiş koksa da ortamda son derece ?steril?, ?suni? bir şeyler olduğunu hissedebiliyordunuz. Belkide akşam saatlerinde daha neşeli daha kalabalık daha cıvıl cıvıl olacaktır diye içinden geçirenler vardı, Hiçbir şekilde gazlı, tomalı günlerin nostaljisini yapmadan.

Gezi Parkında herkes halinden memnun -şimdilik-

Yaklaşık bir saat Parkta vakit geçirdikten sonra, Gezimize kavuşmanın rahatlığıyla ?bir şeyler atıştırıp? daha ileri bir saatte geri gelmeyi planlarken, ?ilerleyen saatlerde? parkın halka tekrar kapatılacağını aklımızdan bile geçirmemiştik. 15 Haziran günü, Parkın hemen girişi denebilecek bir noktada, (eski Mc Donald’ın üstü) gazdan kaçmak üzere kendimizi aşağıya doğru o patikamsı minik uçurumdan kendimizi aşağıya bırakmıştık. Bugün o bölgeyi tepeden aşağıya kadar yemyeşil çimlendirilmiş halde görünce, Gezi Parkı direnişinin simgesi olmuş olan Bulutsuzluk Özlemi şarkısı ?Sözlerimi geri alamam?dan sonra, içimizden ?tepedeki çimenlikte seyreylemek şu alemi? kuplesini mırıldanmak gelmişti.

"tepedeki çimenlikten seyreylemek şu alemi.."

"başlangıcı olan herşeyin bir sonu vardır"

 

Sonrasımı? Bildiğiniz, tahmin ettiğiniz rutin maalesef, gaz, TOMA’lar, ?polis’in etten ve coptan duvarları..